Demokrasi Paketi
Eşitlik Yasası ve Fırsat eşitliği politikaları.
Ülkemizde “tanımlanmış kategorilerde” bulunan kişiler arasında doğrudan veya dolayı olarak ayrımcılık yapılmasını engelleyecek bir Eşitlik Yasasına ihtiyaç vardır.
Tanımlanmış kategoriler: Doğum yeri, Yaş, engellilik , cinsiyet, cinsiyet değişikliği, cinsel yönelim, hamilelik, annelik ve babalık, etnik köken, mensup olduğu din veya inanç sistemi, ırk, evlilik ve birlikte yaşamak.
Geçirilmesini önerdiğimiz Eşitlik Yasası ile tanımlanmış kategorilerde işe alımlarda ve çalışma yaşamında dolaylı veya dolaysız ayırımcılık yapmak yasa dışı olarak tanımlanmalı ve cezai müeyyidesi olmalıdır.
Eşitlik Yasası Kamu Sektörünü ayırımcılığı ortadan kaldırmak, her türlü baskı, rahatsızlık, her türlü şiddet ve hak gaspını önlemekle yükümlü kılacaktır.
Tüm kamu kurumları esas yasaya bağlı olarak Fırsat Eşitliği Politikaları geliştirip her yıl sonunda Eşitlik Yasasıyla ilgili performanslarını veriler halinde yayınlamalıdır.
Buna bağlı olarak üyeleri Cumhurbaşkanı ve/veya Meclis tarafından belirlenecek ve Fırsat Eşitliği Politikalarının uygulanması denetleyecek, gözlemleyecek ve gerekli düzenlemeleri önerecek; uyulmaması halinde cezai müeyyide uygulanmasını önerecek bir Fırsat Eşitliği Komisyonu kurulması gerektiğine inanmaktayız.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Tasdik Yasası
Gerek Birleşmiş Milletler, gerekse Avrupa Konseyi nezdinde insan hak ve özgürlüklerinin sağlıklı uygulanmasını teşvik etmek ve devletlerin insan hakları ihlallerini engelleyici uygulamalarını geliştirmek için çeşitli insan hakları sözleşmeleri hazırlanmıştır.
Söz konusu sözleşmelerin başında Kıbrıs Cumhuriyeti Temsilciler Meclisi tarafından kabul edilen “1962 İnsan Haklarını Korumaya dair Avrupa Sözleşmesi ( Tasdik ) Yasası ” değiştirilerek 1962 yılından günümüze dek eklenen protokollerin tümünü kapsayacak şekilde (ancak çözümü için müzakere süreci devam eden Kıbrıs sorununu da dikkate alarak ) yeni bir “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Tasdik Yasası” hazırlanmalıdır.
Vatandaşlık Yasası
Ülkemizde kangren hale gelmiş olan vatandaşlık sorunu insan hakları ilkeleri göz önünde bulundurularak ele alınmalı ve yeni bir vatandaşlık yasası çıkartılmalıdır.
Bu yasa hazırlanırken hangi kategoride olursa olsun yıllardan beridir ülkemizde yaşayan ailelerin Kıbrıs’ta doğmuş ve/veya ilkokul veya ortaokul eğitimini ülkemizde almış olan çocuklarının kimlik kartı alma yaşına ulaşmaları ile birlikte vatandaş olmaları, yıllar önce Kıbrıs’a çalışmak amacı ile gelen ebeveynlerin beyaz kimlik kartı alabilmelerine olanak sağlanmalı ve bu işlemin kısa sürede tamamlanabilmesi için hazırlanacak yasanın herkes tarafından rahatlıkla anlaşılabilir olmasına özen gösterilmelidir.
Beyaz kimlik kartı sahipleri seçme seçilme hakkı hariç tüm vatandaşlık haklarını kullanabilmeli, yerel seçimlerde ise oy kullanmaları sağlanmalıdır.
Yasa şu an ülkemizde ikamet etmekte olan kişileri kapsamalı, ileriye yönelik açık vatandaşlık fırsatı olarak değerlendirilmemelidir.
Azınlıklar yasası
1974 öncesinde bugün KKTC’de sınırları içerisinde yaşayan ve/veya mülkü olan ve her Kıbrıs kökenli Maronit KKTC’de ikamet edebilmeli, KKTC kimlik kartı alabilmelidir .
KKTC sınırları içerisinde bulunan tüm Maronit köylerin yerleşime açılması ve mülklerinin iadesi hedefimizdir. Buna bağlı olarak gerek Eşitlik Yasası gerekse bir “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Tasdik Yasası” kapsamına girecek olan Kıbrıslı Maronitler tercih ettikleri takdirde gerek KKTC yurttaşlığına girme hakkına sahip olacaklar gerekse bugüne kadar çeşitli sebeplerden dolayı kullanamadıkları mülkiyet haklarını kullanabileceklerdir.
Benzeri bir şekilde 1965-1974 yılları arasında bugün KKTC sınırları içerisinde bulunan bir bölgede yaşayan Kıbrıs Cumhuriyeti kurucu anlaşmalarıyla “azınlıklar” olarak tanımlanan diğer azınlık toplum üyeleri de ayni yasa kapsamında olmalıdırlar.
Mülteci hakları
Demokrat Parti, Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliğinin beyan ettiği şekliyle;
“Her mülteci güvenli sığınma hakkına sahiptir. Fakat uluslararası koruma fiziksel güvenlikten fazlasını içerir. Mültecilere en azından ülkede yasal olarak ikamet eden diğer yabancılara sağlananlarla eşit haklar ve yardım, her bireyin sahip olması gereken temel ihtiyaçlar dahil olmak üzere, verilmelidir. Böylece, mülteciler düşünce ve dolaşım özgürlüğü, işkenceye ve onur kırıcı muameleye tabi olmama gibi temel medeni haklardan yararlanırlar. Benzer biçimde, sosyal ve ekonomik haklar diğer bireylere olduğu gibi mültecilere de
tanınır. Her mülteci sağlık hizmetlerinden yararlanabilmelidir. Her yetişkin mülteci çalışma
hakkına sahip olmalıdır. Hiçbir mülteci çocuk okula gitmekten alıkonulmamalıdır”
görüşü benimsenmeli ve uluslararası mülteci koruma rejiminin temelini oluşturan 1951 Sözleşmesi ve 1967 Protokolü’nün ülkemiz şartlarını göz önünde bulundurarak yasal mevzuatımızın parçası olması yönünde çaba sarfedilmelidir.
Vicdani ret hakkı
Demokrat Parti Vicdani ret hakkını, önerdiğimiz yeni Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Tasdik Yasası bağlamında ve 7 Temmuz 2011 tarihli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı doğrultusunda tanımalı ve bu hakkın verilmesi için gerekli yasal düzenlemenin yapılmasına destek vermelidir.
Seçim ve Halkoylaması Yasası
Her hangi bir seçim sisteminin temel iki ilkesi bulunmaktadır. Bunlardan biri temsiliyet diğeri ise istikrarı sağlamaktır. Bu iki temel koşula ek olarak ülkemiz tecrübe, pratiği ve koşullarına uygun iki bacaklı, alttan üste demokratik denetim mekanizmasını getiren, seçmene başarısız hükümetleri düşürme fırsatını veren kapsamlı bir yeni Seçim Sistemi ve Halkoylaması taslak çalışması benimsenmelidir. Yeni bir yasa ile hedeflenecek bir başka temel ilke ise Yasama ile Yürütmenin ayrıştırılmasını sağlamaktır.
Sendikalar Grev ve Lokavt Yasası
Her alanda olduğu gibi çalışma hayatımızı düzenleyen yasalar ve kurallar da güncellenmelidir.
Grev hakkı kadar öğrenim, ekonomik hayatın sürdürülebilirliği, günlük yaşamın devamlılığı da bir haktır ve bu haklar birbirini korumak suretiyle kullanılmalıdır.
Sınırsız özgürlük özgürlüklerin sonunu getirir. Özgürlük sadece istediğimizi yapabilme kapasitemiz değil ayni zamanda başkalarının eylemlerinden kendimizi koruma kapasitesimizdir de.
Bir bireyin veya bir topluluğun özgürlüğü diğer bir grubun özgürlük alanlarına müdahale etmemelidir.
Mevcut sendikal anlayışın sıkça gündeme getirdiği grev tehditleri ve eylemleri bir taraftan sosyal ve ekonomik yaşantımızı olumsuz etkilerken özellikle eğitim kurumlarımızda çocuklarımızın doğal hakkı olan eğitimi sıkça sekteye uğramaktadır.
Daha fazla demokrasi talep ederken bir özgürlüğün bir başka özgürlüğü kısıtlayamayacağı gerçeği göz ardı edilmemelidir. Son yıllarda yaşadığımız gelişmeler bizlere, sendikalar grev ve lokavt yasasının güncellenmesi gerektiğini göstermektedir.
Uzlaşmazlıkların daha farklı metotlarla çözümü için taraflar yeni çözüm modelleri üretmelidirler. Buna bağlı olarak özellikle AB ülkelerini örnek alarak bazı yasaların güncellenmesi gerekmektedir. Yeni bir sendikacılık anlayışına bağlı olarak özel sektör çalışanlarının da örgütlenmelerinin önü açılmalıdır. Devletin özel sektör çalışanlarının özgürce örgütlenmelerini sağlamak zorunluluğu vardır. Demokrat Parti bu konuda üzerine düşen görevi yerine getirecektir.
UNESCO 1978 Hayvan Hakları Bildirgesi
Partimiz yeni dönemde 15 Ekim 1978’de Paris UNESCO evinde ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Bildirisini yasal hale getirmeyi hedeflemektedir.
Bütün hayvanların yaşam önünde eşit doğduklarını ve aynı var olma hakkına sahip olduklarını belirten beyanname yabani türden olan bütün hayvanların, kendi özel doğal çevrelerinde karada, havada ve suda yaşama ve üretme hakkına sahip olduklarını kabul eder. Bizler insanlar olarak bilgimizi ve birikimimizi hayvanlarımızın korunması için kullanmakla yükümlüyüz.
Buna bağlı olarak Hayvan Refahı Yasasında yapılması gereken iyileştirmeleri ilgili sivil toplum örgütleri temsilcileriyle görüşerek değiştirmeyi hedefliyoruz.
Uyuşturucu ile Mücadele Yöntemlerinde Yeni Vizyon
Ülkemizde farklı uyuşturucu türlerinin kullanımının yaygınlaştığı, kullanıcı yaşının düştüğü, kullanıcıların toplumun tüm kesimlerinden geldiği herkesin kabul ettiği bir gerçekliktir.
Dünyanın hemen hiçbir ülkesinde başarılı olmadığı gibi ülkemizde de sadece polisiye ve yasaklayıcı yöntemlerle farklı uyuşturucu türleriyle mücadele başarılı olmamıştır. Özellikle içeriğinin bilinmediği ve kolayca temin edilebilen sentetik türdeki maddeler hem ciddi bağımlılıklar yaratmakta hem de ölümcül sonuçlar doğurmaktadır.
Biz hiç bir insanımızın bu şekilde ölümcül sonuçlara bağımlı olmasına seyirci kalamayız.
Farklı ülkelerdeki farklı yöntemleri özgürce tartışmamız gerektiğine inanmaktayız. Bu özgür tartışmalar denetimli serbestlik uygulamasını da içermeli, Marijuana gibi doğal bitkinin kullanımına denetimli serbestlik getiren ülkelerin tecrübe ve bilgi birikimlerinden yararlanmalıyız
Gelecek nesillerimizi zehirden kurtarmak adına özgürce her konuyu tartışmalı uygulanması gereken tüm politikaları çekinmeden konuşmalıyız.
Demokrat Parti buna bağlı olarak seçim sonrasında oluşturacağı bir komisyonla konuyu şeffaf ve demokratik tartışma ortamına getirmeyi hedeflemektedir.